Bazı eğitimciler tüm öğrenmelerin doğası gereği aktif olduğunu ve bu nedenle yapılan sunumu izleyen bir öğrencinin de aktif öğrendiğini savunurlar. Ancak yapılan çalışmalar öğrencilerin öğrenmek için dinlemekten çok daha fazlasını yapmalarını gerektirdiğini belirtir. Etkin bir öğrenme için öğrenciler okumalı, yazmalı, tartışmalı ve olası problemlere çözüm üretmelidir. Öğrencilerin etkin olarak dersin içinde olabilmesi için en önemli durum analiz, sentez, değerlendirme gibi üst düzey düşünme becerilerini kazanması ve geliştirmesidir. Bu beceriler aktif öğrenme ile kazanılır ve gelişir. Aktif öğrenme tekniklerini sınıfta kullanmak “öğrenme üzerindeki etkileri göz önünde tutulduğunda” hayati önem kazanır.
Aktif öğrenme, öğrenci merkezli bir yaklaşımdır ve öğrencilerin öğrenmelerini sağlayan en etkili yoldur. Birçok araştırma aktif öğrenme yaklaşımının, öğrencilerin başarılarını artırmanın ötesinde, öğrencilerde merak duygusunun oluşmasını; bilgiyi kullanma ve geliştirme, bağımsız öğrenme becerilerini geliştirme ve gelecek planlamaları yapabilme becerilerini arttırdığını dile getirmiştir. Benzer şekilde öğrenci merkezli eğitim esnasındaki sosyal ilişkilerin, öğrencilerin dersteki başarılarını artırmada önemli olduğu ortaya atılmıştır.
Aktif öğrenme ile öğrenciler öğrenmelerini karşılıklı etkileşimin olduğu etkinliklerle gerçekleştirdikleri için ileri düzeyde bilgi ve beceri edinir ve başarıları artar. Aktif öğrenme yaklaşımıyla gerçekleşen çalışmalarda öğrencilerin birbirlerinin desteğini alarak daha kolay ve etkili öğrendikleri belirlenmiştir. Aktif öğrenme ortamları oluşturarak gerçekleşen derslerde öğrencilerin konuyu anlayabilmek için derslerde öğrenilen konulara daha fazla ilgi gösterdikleri sonucuna ulaşmıştır. Yapılan tüm bu araştırmalar ve elde edilen sonuçlar aktif öğrenmenin gerekliği ve önemini tartışılmaz kılmıştır.